Nüfusu genç bir toplum olduğumuza dikkat çeken Yardımcı, “Bir ülkenin en değerli kaynağı insandır. Bizim de en değerli kaynağımız insanlarımız. Dünya ile rekabet edebilmemiz için gençlerimizin daha nitelikli noktalara gelmesi için sürekli bir eğitim gerekiyor. “ şeklinde konuştu.
Dünya’da 30 milyondan fazla yazılımcı bulunurken, bu sayının ülkemizde henüz 230 bin olduğunu ifade eden 12M Tech Genel Müdürü Akgün Yardımcı, “Yazılım alanında çalışacak herkes yazılımcı olmak zorunda değil, farklı uzmanlık alanlarına da ihtiyacımız var. Örneğin, analizi çalışmasını yazılımı geliştiren kişiye değil, iyi bir analiste yaptırmak lazım. Analizin projeye dönüşmesi sürecinde proje yöneticisine ihtiyaç duyuluyor. Şirketlerin birden fazla farklı rolde nitelikli insan kaynağına ihtiyacı var.” dedi
12M Tech Genel Müdürü Akgün Yardımcı, yazılım sektöründe istihdam olanaklarını ve ülke ekonomisine katacağı katma değere dair değerlendirmelerde bulundu. Yardımcı, “Almanya’da istihdamın yüzde 2’si yazılım sektöründe ama ülke ihracatının yüzde 2,5’ini gerçekleştiriyor. İrlanda’da yazılım sektöründe sadece yüzde 1 istihdam bulunurken, ülke ihracatının yüzde 9,5’tan daha fazlası yazılım sektöründen geliyor, Bunun iki sebebi var. Yazılım hizmetlerini ya da yazılım ürünlerini paketlemiş durumdalar ve dünyaya oradan satıyorlar. İkincisi de yazılım sektörünün kattığı değer, pek çok sektöre göre çok daha fazla. Bir kilo domates, bir kilo akıllı telefon kıyaslamaları vardır; o gözle baktığınızda yazılımın ülkeye getirisi çok daha yüksek olabiliyor. Ülke dünyayla rekabet edebilir hale gelmek için de eğitime ihtiyacımız var. Çalışanların kendini sürekli geliştirebilecekleri ortamları kurmalıyız. Bunları yaparken tabii ki devletimizin de desteğine ihtiyacımız var. Devletimiz elbette çok ciddi destekler veriyor ama bunu daha da arttırmak rekabet gücümüzü yükseltecek” bilgisini paylaştı.
Farklı uzmanlık alanlarına ihtiyacımız var
“Yazılım alanda çalışacak herkes yazılımcı olmak zorunda değil” diyen Yardımcı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Farklı uzmanlık alanlarına ihtiyacımız var. Örneğin iyi bir iş analisti olmadan, iyi bir dokümantasyon olmadan, nitelikli bir test çalışması yapılmadan yazılımın sürdürülebilirliğinde sorunlar çıkar. Diyelim ki bunların hepsini sağladık. Bunların istihdam edileceği işletmelerin dünya ile rekabet edebilir hale gelmesi lazım. Bunun için destekler var ama bir yandan da ekosistemin buraya doğru evrilmesi gerekiyor. Bizim şu anda geliştirdiğimiz, yatırım yaptığımız, gelişimine katkıda bulunduğumuz yurt dışına giden çok gençlerimiz var. Onların gitme sebeplerinden bazıları Türkiye’de istedikleri ortamı bulamayacaklarını düşünmeleri. Bunu düşünmelerini engelleyecek bir ortama ihtiyaç var. Para tek başına bir faktör değil. Burada dünyaya hizmet verebileceklerini, farklı şeyler üretebileceklerini, bunun geniş alanlara yayılabileceğini fark ettiklerinde özellikle genç neslin bu tip işletmelerde kalmak isteğinin artacağını düşünüyorum.”
Şirketlerin birden fazla farklı rolde nitelikli insan kaynağına ihtiyacı var
Türkiye’de kendi ihtiyaçlarını doğru karşılayacak şekilde yazılım ihtiyacı olan kurumların bir kısmının 12M Techgibi işletmelerle süreklilik arz edecek şekilde bir iş ortaklığına gittiklerini belirten Yardımcı, “Bu tip ortaklıkların ve işbirliklerinin sayısı artıyor ama daha fazlasına ihtiyacımız var. 12M Tech üzerinden örneklendirirsem savunma sanayiinden, tarımda sulama sistemlerine kadar pek çok alanda müşterilerimizin birer iş ortağı haline geldik. Zaten bu tip bir iş modelini oturtulamadığı takdirde genelde bu projeler çok başarılı olmuyor. Burada kurumun neye ihtiyacı olduğunun doğru tarif edilebilmesi çok önemli. Her zaman çok iyi analiz etmek gerekli. Analizi yazılımı geliştiren kişiye değil, iyi bir analiste yaptırmak lazım. Analizin projeye dönüşmesi sürecinde proje yöneticisine ihtiyaç duyuluyor. Şirketlerin birden fazla farklı rolde nitelikli insan kaynağına ihtiyacı var.” şeklinde konuştu.
Yerli yazılım ve yazılım ihracatının önemine dikkat çeken Yardımcı, “Yurt dışına bir şeyler satabilmek en kritik konulardan biri. Çünkü bizim nitelikli insan gücünü Türkiye’de istihdam edip çalıştırabilmemizin kapısını aralayan şey yurt dışına satış. Global pazarda oyuncu olabilmek! Bu arada bunların örnekleri var. Bölge ülkelere yazılım ihracatı yapan pek çok şirketimiz var. Bizim de yurt dışına yaptığımız hizmetler var” dedi.
Güvenlik işin doğal parçası haline getirilmeli
Siber güvenlik konusuna değinen Yardımcı, “Her geçen daha fazla veri üretiliyor, işleniyor. Bunların bir kısmı oldukça hassas veriler. Dolayısıyla bunların güvenliğinin sağlanmasıyla ilgili de ciddi bir yaklaşıma ihtiyaç var. Eskiden bir sistem tasarlanır, kurulur, sonra da ‘hadi bunu güvenli yapalım’ denirdi. Bugün biz herhangi bir şey yapılırken zaten güvenli olmalı anlayışıyla yaklaşıyoruz. Bu şirketler dünya pazarında biraz daha kolay rekabet edebiliyorlar. Ama eski usullerde yaptığınız zaman sıkıntılar oluyor. Siber güvenlik artık hayatımızın ayrılmaz bir parçası. Karşılaşılan olayların yüzde 80’i insan kaynaklı. Dolayısıyla biz güvenliği, sadece uzmanlık alanı siber güvenlik olan arkadaşlarımıza bırakarak ilerleyemeyiz. Yazılımı geliştiren arkadaşlarımızın da güvenli bir kod geliştirme sürecini işletmesi lazım. O yazılımın çalışacağı sunucuyu tasarlayan, modelleyen, işletme sisteminde gerekli ayarları yapacak kişilerin de güvenlik konusunu önemsemesi ve bunun varsayılan davranış haline gelmesi lazım. Şu an hala Avrupa’da bizim kadar ciddi bir dijital dönüşüm yaşamamış pek çok ülke var. Bizim bu tip dönüşümleri yapmış ve yapıyor olmamız ciddi bir avantaj. Ama bir yandan da bunların güvenliğiyle ilgili adımları da atıyor olmamız lazım. Siber güvenlik artık hayatımızın önemli ve ayrılmaz bir kısmı diyebiliriz” açıklamasını yaptı.