Geleneksel ofis ortamlarına bağlı kalmadan, evden ya da istenilen herhangi bir yerden çalışabilmek sadece çalışanlar ya da işverenler için değil, çevre için de birçok faydayı beraberinde getiriyor.
Serbest çalışanların global finans ve çalışma partneri Ruul’un Kurucu Ortağı Mert Bulut’a göre, trafikte geçirilen zamanı azaltması, sürdürülebilir yaşam tarzlarını teşvik etmesi, enerji tasarrufu ve doğal kaynakların korunmasına olan katkıları nedeniyle freelance çalışmanın, çevresel sürdürülebilirliğin sağlanmasında çok önemli bir rolü var.
Freelance çalışma, günümüz iş dünyasında giderek daha popüler hale geliyor. Bu yeni nesil iş kültürü sadece iş hayatının sürdürülebilirliği açısından değil çevrenin sürdürülebilirliği açısından da önemli katkılar sunuyor. Her şeyden önce geleneksel ofis ortamlarında çalışmanın gerektirdiği günlük işe gidip gelme zorunluluğu dolayısıyla uzun süreler trafikte geçirilen zamanı ve fosil yakıt kullanımı gibi çevresel etkileri minimize ediyor. Trafik yoğunluğu ile birlikte, sera gazı emisyonları ve hava kirliliği de azalıyor. Ayrıca, ofislerdeki enerji tüketimini düşürerek, enerji verimliliğini artırıyor. Freelance çalışmanın getirdiği bu ve benzeri faydalar, çevre dostu bir çalışma modeli olarak gelecek nesillere temiz bir çevre bırakma hedefine katkı sağlıyor.
Serbest çalışmanın çevreye olumlu etkilerinde teknolojinin katkısı büyük
2017 yılından bu yana 50 binden fazla yeteneğe ve 10 binden fazla kuruma modern ve bağımsız çalışma düzeni için faturalandırma, iş sözleşmeleri ve ödeme çözümleri sunan Ruul, freelance iş kültürünün yaygınlaşmasına verdiği destek sayesinde çevresel sürdürülebilirliğe sağladığı katkılar ile de dikkat çekiyor. Freelance çalışmanın sürdürülebilirlik üzerindeki etkisinin teknolojinin gelişimiyle daha da arttığına dikkat çeken Ruul Kurucu Ortağı Mert Bulut, “İnternetin yaygınlaşması, çevrimiçi toplantılar, video konferanslar ve bulut tabanlı çalışma araçları gibi iletişim ve iş birliği teknolojilerine erişimi kolaylaştırdı. Bu da fiziksel olarak bir araya gelme gereksinimini ciddi anlamda azalttı ve uzaktan çalışma modelinin yaygınlaşmasına katkıda bulundu” dedi.
Teknolojinin sürdürülebilirliğe en önemli katkıları arasında enerji verimliliği artan teknolojik cihazların, freelance çalışmanın enerji tüketimini daha da azaltmasına olan katkısı olduğunun altını çizen Mert Bulut, freelance çalışmanın çevreye katkılarını beş başlıkta ele alıyor:
Hava kirliliği ve trafik yoğunluğu, azalan ulaşımla birlikte minimize oluyor
Serbest çalışanlar genellikle evlerinde, yaşadıkları yere yakın paylaşımlı ofislerde ya da arzu ettikleri herhangi bir lokasyonda çalışıyor. Bu durum, geleneksel ofis çalışanları gibi günlük olarak işe gidip gelme zorunluluğunu ortadan kaldırıyor. Haliyle ofise gidip gelmek için söz konusu olan ulaşım faaliyetinin azalması neticesinde doğaya salınan sera gazı emisyonları azalırken, hava kirliliği düşüyor. Ayrıca, trafik yoğunluğu da azalıyor ve böylece şehirlerdeki trafik sıkışıklığından kaynaklanan enerji israfı ve stres minimize oluyor.
Dijital çalışma ortamı kağıt, plastik gibi atıkları azaltıyor
Ofislerde genellikle kağıt, plastik, karton gibi birçok atık üretiliyor. Ancak freelance çalışanlar dijital ortamlarda iş yaptıklarından bu tür atıkların miktarı büyük ölçüde azalıyor. Belgeler internet ortamında paylaşılıyor ve saklanıyor. İletişim e-posta ya da çevrimiçi mesajlaşma platformları üzerinden gerçekleşiyor. Bu durum başta kağıt olmak üzere atığa dönüşecek diğer malzemelerin tüketimini azaltırken, geri dönüşüm ihtiyacını ise en aza indiriyor.
Uzaktan çalışmak enerji tüketimini düşürüyor
Klasik bir ofiste, aydınlatma, ısıtma, soğutma ve elektronik ekipmanların sürekli çalışması gibi süreçlerden ötürü ciddi bir enerji tüketimi oluyor. Evden ya da uzaktan herhangi bir yerden çalışırken bu enerji tüketimi haliyle daha düşük miktarlarda gerçekleşiyor. Ayrıca ofislerde kullanılan enerjiyi sağlamak için genellikle fosil yakıtlara dayalı kaynaklar kullanılırken, serbest çalışanların yenilenebilir enerji kaynaklarına erişimi nispeten daha mümkün olabiliyor.
Tasarruf edilen zaman çalışanları sürdürülebilir yaşam tarzlarına yönlendiriyor
Freelance çalışma, çalışanlara daha fazla esneklik ve kontrol sağlarken, bu durum onları sürdürülebilir yaşam tarzlarını benimsemeye teşvik ediyor. Örneğin kendi çalışma saatlerini belirleyebilmek, uzun saatler boyunca trafikte geçirilen zamandan tasarruf etmelerine ve daha dengeli bir çalışma-yaşam dengesi kurmalarına olanak tanıyor. Daha fazla zaman, freelance çalışanların doğal ve sürdürülebilir yaşam tarzlarını benimsemelerini kolaylaştırıyor. Bu sayede serbest çalışanlar, spor, sağlıklı beslenme ve kişisel gelişim konusunda kendilerine daha fazla zaman ayırabiliyor. Sağlıklı ve doğal bir yaşam tarzı bireysel olarak çevreye verilen zararı da azaltıyor.
Ofisler devre dışı kaldıkça, doğa daha fazla nefes alıyor
Ofislerin inşa edilmesi ve işletilmesi ciddi miktarda doğal kaynağın kullanılması anlamına geliyor. Burada söz konusu doğal kaynak tüketimini, ağaçların kesilmesinden, su kaynaklarının tüketilmesine ve çevresel habitatların tahrip edilmesine kadar geniş bir çerçevede düşünmek mümkün. Freelance çalışma ofis ortamını tamamen devre dışı bıraktığından yeni binaların inşası veya mevcut ofislerin genişletilmesi gibi kaynak yoğun projelere ihtiyaç kalmıyor. Bu da doğal kaynakların korunmasına yardımcı olurken, çevrenin sürdürülebilirliğine önemli katkılar sağlıyor.