Türkiye’nin sürdürülebilirlik teması ile gençleri buluşturan ilk ve tek festivali, Sürdürülebilir Yaşam Okulu öncülüğünde Akbank ana sponsorluğuyla Boğaziçi Kültür Sanat Merkezi’nde gerçekleşti.
Gençler, iş dünyasını ve üniversiteleri bir araya getiren bu etkinlik, gezegenin geleceği için harekete geçme çağrısı yaptı. Oturumlar, performanslar ve müziğin olduğu festivalde gençlerin mesajı net oldu: ‘’Sürdürülebilir bir gelecek için iş hayatında daha fazla anlam ve eşitlik istiyoruz!’’
Gezegenin kahramanı gençler ‘Sürdürülebilir Yaşam Festivali’nde buluştu. Sürdürülebilir Yaşam Okulu öncülüğünde, Akbank ana sponsorluğu ve Master İletişim organizasyonuyla gerçekleşen festival, iş dünyası ve üniversiteli gençleri bir araya getirdi.
Gençlerin gezegenin geleceği için harekete geçme çağrısı yaptığı festivalde, iş dünyasında sürdürülebilir yaşam odaklı yükselen yeni değerler, geleceğin meslekleri, yenilikçi projeler ve sürdürülebilirlik vizyonu üzerine ilham verici konuşmalar gerçekleştirildi. Üniversitelerin akademik destekleriyle düzenlenen etkinlikte gençler, hem konuşmacı hem de gönüllü olarak aktif rol aldı.
Festivalin sunuculuğunu Yekta Kopan üstlenirken, Oyuncu- UNDP İyi Niyet Elçisi-İhtiyaç Haritası Kurucu Ortağı Mert Fırat, Sosyal Girişimci- İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Itır Erhart, Onarım Ekosistemi Başlatıcısı Durukan Dudu ve Kızlar Sahada Kurucu Ortağı Kiraz Öcal gibi isimler ilham verici konuşmalarıyla dikkat çekti.
Ortak amaçlar için genç hareket
“Gezegenin Kahramanları” başlıklı festivalin açılış konuşmasında Sürdürülebilir Yaşam Okulu Kurucusu Aslı Dede “hayaller, gerçekler ve kahramanlar” üzerine düşünmeye davet etti. Dede “Hayallerinizin gerçekleşmesi için en önemli adımlardan biri size inanan ve kendi hayallerini de katarak ortak amaçlar oluşturmanızı sağlayan ‘hayal arkadaşları’ bulmak. Gezegenin geleceği için ortak amaçlarla harekete geçen kahramanlara ihtiyacımız var. Üniversiteler, gençler ve iş dünyası bir araya gelerek harekete geçmeli” diye konuştu.
İş görüşmeleri sadece seçildiğiniz değil, seçtiğiniz yerler olmalı
Akbanklı Deneyimi ve İç İletişim Müdürü Gümrah Alayoğlu, “Eşit İş Kapsayıcı Kalkınma” oturumunda öğrenci ve iş dünyasına önemli bir çağrıda bulundu. Alayoğlu, iş görüşmelerinin sadece kurumların adayları değerlendirdiği değil, aynı zamanda adayların da kurumları değerlendirdiği bir süreç olması gerektiğini vurguladı. Alayoğlu; “Birey olarak kendi farkımızı, özgün fikirlerimizi ve değerlerimizi ortaya koyabildiğimiz bir yerde var olmak istiyoruz. Bu nedenle stajlarda, iş görüşmelerinde kurumlara sürdürülebilirlik, çeşitlilik, eşitlik, hakkaniyet ve çevre çalışmalarını sormak önem taşıyor. Çünkü iş görüşmeleri, sadece kurumların adayları seçtiği yerler değil, adayların da kurumları değerlendirmesi gereken yerlerdir. Bu değerlerin iş seçiminde önemli parametreler olduğunu vurgulamak, kurumları da bu yönde harekete geçirecektir. Akbank olarak bu hareketi desteklemek üzere, bir yandan tüm farklılıklarımızı Akbank’ın farkı olarak görür ve sahiplenirken bir yandan da insan odaklı sürdürülebilirlik anlayışımızla iş dünyasına bu yönde ilham vermeye odaklanıyoruz. Hep birlikte ilerleyerek dünyada görmek istediğimiz değişimi yaratabileceğimize inanıyoruz’’ şeklinde konuştu.
Gençlerin dikkat çeken konuşmaları
Festivalde gençler, sürdürülebilir bir yaşam için kendi görüşlerini ve beklentilerini de paylaştı. İş hayatında cinsiyet eşitliği, adil değerlendirme ve desteklenmeyi talep eden gençler aynı zamanda sürdürülebilir ve topluma katkı sağlayan işler yapma arzusunda birleşti.
İş dünyası, üniversiteler ve yöneticilere sadece para kazanmak değil, aynı zamanda topluma ve kendilerine fayda sağlayacak iş arayışı içinde oldukları mesajını veren gençler kurumların sürdürülebilirlik konusundaki samimiyetini sorguluyor, eşitlik ve adalet talep ediyorlar.
Yeditepe Üniversitesi öğrencisi, İhtiyaç Haritası Temsilcisi Ayşe Deren Bildirici, adil ve eşitlikçi bir iş hayatının önemine değindi:
“ Ben kadın ve erkeğin eş değil; eşit olduğu bir iş hayatı istiyorum, adil değerlendirme süreçlerinin olmasını istiyorum. İş hayatında tebrik edilmeyi, desteklenmeyi bekliyorum. Sürdürülebilir, topluma ve kendime katkı sağlayacak bir ortam bekliyorum. Kesinlikle sosyal girişimcilikten, sürdürülebilirlikten uzak bir iş yapmak istemiyorum. İşimi yaptım, paramı aldım yaşıyorum değil; işimi yapıyorum, paramı alıyorum ama mutlu da oluyorum diyeceğim bir yerde çalışmak istiyorum.’’
Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi, Akbank Gençlik Akademisi katılımcısı İrem Yılmaz, gençlere yönelik programların samimiyetle ve etkileşim odaklı yapılması gerektiğini belirtti:
“Akbank Fellowship gibi bilgiyi sadece aktarmak değil, birlikte tasarlamak üzerine kurulu programlar çok önemli. Bilgiye erişimin çok fazla ve kolay olduğu bir dönemde, üniversite öğrencileri olarak bize hep ne yapmamız gerektiği söyleniyor. Oysa gençlerin kendi aralarındaki etkileşime yer verilmesi çok değerli. Bu programlar en iyi arkadaşınızı bulabileceğiniz yerler. Çünkü benzer değerleri önemseyen benzer motivasyonları olan kişiler bir araya geliyor. Bugün burada Sürdürülebilir Yaşam Festivali de öyle. Sağınızda solunuzda aynı motivasyonda kişiler oturuyor. Biz Akbank Fellowship Programı’nda böyle 10 ay geçirdik ve ben şunu öğrendim:
Bence biz gençler ‘kapsayıcı göz’ olmalıyız. İster bir girişimci olun ister global, büyük bir şirkette çalışın, siz o gün sürdürülebilirlik ve kapsayıcılık gözlüğü ile bakarsanız; firma kârlılığı konuşulurken, siz olaya insan ve çevre gözlüğü ile de bakarsanız, bence değişim orada başlayacak.’’
Marmara Üniversitesi’nden Onur Ökten, yapay zekânın sürdürülebilirlikteki rolünü değerlendirdi:
“Yapay zeka dünyayı kurtarmayacak. Verimlilik denildiğinde biz, daha hızlı çalışan makineler, algoritmalar anlıyoruz. Ancak bunun ötesine geçen bir süreç var. Çevresel ve sosyal etki de verimlilik çok önemli. Ben bu noktada sürdürülebilirlikte buluştum. Çünkü ne kadar iyi iş yapmak isteseniz de, ne kadar dünyaya katkı sağlamak istiyorum deseniz de buluşabileceğiniz nokta ancak kendi alanınız oluyor. Bu noktada yapay zeka bir verimlilik projesi olarak nitelendirilebilir. Size zaman tasarrufu sağlayan bir araç yapay zeka. Bu aracı kullanabilen insanlar, gelecekte kullanmayanların yerlerini alacaklar. Yapay zeka asla işimizi elimizden almayacak. Daha önce iş dünyasına giren bilgisayar programlarını kullananlar nasıl ön plana çıktıysa bu süreç de öyle olacak. Yapay zeka tek başına dünyayı kurtaramaz. Doğal zekamıza hala ihtiyaç var’’
Koç Üniversitesi’nden Rümeysa Özsağlıcak ise sürdürülebilirlik kariyerlerinin hem maddi hem manevi desteklenmesi gerektiğini vurguladı:
“Sürdürülebilirlikte benim için tutku önemli. Ancak, bazen bu değişebilir. Jenerasyonumuzun sosyal ve ekonomik kaygıları çok yüksek, bu yüzden kariyer seçerken bu kaygılara cevap verecek bir yol bulmak önemli. Kurumlardan 3 beklentim var: İyi istihdam, sürdürülebilirlik departmanlarının gerçek projelerle donatılması ve bu projelerin yerel sorunlara dokunması. Ayrıca, kariyerin profesyonel anlamda desteklenmesi de önemli. Benim kurumlardan beklentim şu. Sürdürülebilirlik başlıkları yoksulluğa son, açlığa son, toplumsal cinsiyet eşitliği, iklim krizi gibi çok önemli konular var. Ancak bu başlıklar Türkiye’de en çok dayanışma ve direniş gerektiren başlıklar. Şunu söylemek istiyorum, İsveç’teki bir kurumun sürdürülebilirlik ajandası ile Türkiye’deki aynı olamaz. Dertler farklı, eksenler farklı. Bu noktada kurumların seçtiği projelerin, finansmanlarının nereye dokunduğunu iyi bilmeleri gerekiyor. Operasyonlarınızı yaptığımız yerin çevresini, insanını gözetmek bu alanlarda projeler yapmak çok önemli. Sürdürülebilirlik noktasında bir kariyer seçiyorsak daha politik ve idealist olmamız gerekiyor. Çünkü buradaki problemler daha büyük ve yakınımızda. Çözümlere yakınımızdan başlamalıyız.’’
Güçlü destekçilerle unutulmaz bir deneyim
Ana sponsorluğu Akbank’ın üstlendiği etkinlikte, Anadolu Efes Oturum ve Atölye destekçisi, Arçelik, CarrefourSA ve Viamola İkram Destekçileri olarak yer alırken Koç Üniversitesi Akademik Destekçi, Marmara Üniversitesi Gönüllülük Faaliyetleri Koordinatörlüğü genç gönüllülerin koordinasyonu ve Karnaval ise Medya ve Dijital Ses Partneri olarak yer aldı. Adel/Faber-Castell de karikatür atölyesine destek olarak festivale renk kattı.
Atölyeler, performanslar, fırsatlar bir aradaydı
Festivalde üniversiteli gençler, sürdürülebilirlik temalı oturumlarda konuşmacı olurken aynı zamanda Akbank ile “Etki Perspektifinde Yeni Nesil Liderlik” ve Anadolu Efes ile “Onarmak: İnsan Onarımın Neresinde” atölyelerine katıldılar.
Değişime davet mesajlarını Karikatürist Aslı Alpar ve Emre Yılmaz ile karikatür çizerek verdiler. Müzisyen, Eğitim Psikoloğu Banu Kanıbelli ile “Dünya Evim ve Yanıyorsa” şarkısını kendi yazdıkları sözler ile söylediler. JoyTürk, JoyFM, MetroFM ve Virgin Radio DJ Yağız Kahraman festivale enerji kattı. Festivale katılan öğrenciler etkinlik sonunda katılım belgesi almaya hak kazandı.