Dünya’da erkeklerin iş gücüne katılım oranının kadınlara göre yüksek olması yıllardır süregelen bir tartışma konusu. Her ne kadar kurumlar bu konuda farkındalık yaratmak amacıyla kadınlara yönelik pozitif ayrımcı istihdam politikaları izlese de birçok sektörde erkek egemenliği sürüyor.
Kadınların iş gücüne katılım oranının son 20 yılda yüzde 70 oranında arttığını ancak bu artışın vasıflı işlerden ziyade düşük ücretli, sosyal güvence ve yasal korumanın olmadığı işlerde olduğunu belirten MARS Kurucu Ortağı Burcu Bekdaş, araştırmalara göre dünyada yazılım ve bilişim teknolojileri sektöründe kadın çalışan oranının yüzde 27 olduğunu söylüyor.
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günü yaklaşırken dünyada ve ülkemizde yıllardır gündemde olan iş dünyasında kadın temsili konusu yeniden tartışılıyor. Araştırmalara göre kadınların temsil oranının yüksek olduğu ülkeler ve sektörlerde dahi, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin çalışma hayatına yansıması ekseninde gelişen önemli sorunlar mevcut.
Bugün erkek egemen yapısı olan sektörlerden biri de teknoloji. Deloitte ve TÜBİSAD’ın “Teknoloji Sektöründe Kadın” araştırmasına göre bilgisayarların ilk yıllarında donanım erkeklerin, yazılım ise kadınların sorumluluğundaydı. Dengeli giden bu durum 1980’lerde kişisel bilgisayarların evlere girmeye başlamasıyla erkeklerin lehine bozulmaya başladı. Tüm dünyada kadınları neredeyse sektör dışına iten neden ise PC’lerin erkek çocuk oyunları için tasarlanmış elektronik bir oyuncak olarak piyasaya sürülmesi oldu. Bu dönemden sonra kadınların teknolojiye olan ilgisi giderek azaldı.
Dünya Ekonomik Forumu Küresel Cinsiyet Uçurumu (WEF, The Global Gender Gap Report 2017) raporuna göre bilgi teknolojileri alt sektörü kadın istihdamı konusunda uçurumun en büyük olduğu sektörler arasında. Dünyada yazılım ve bilişim teknolojileri sektöründe kadın çalışan oranı sadece yüzde 27. Son yıllarda önemli bir artış olsa da kadın lider oranı ise yüzde 20’nin altında bir oranla en geri sıralarda yer alıyor.
Yine Deloitte’nin yaptığı araştırmaya göre, ülkemizde finans sektöründe kadınların iş gücünde temsil oranının yüzde 50’nin üzerinde olmasına karşın, bu rakam finans dünyasında kadınların liderlik seviyesindeki temsil oranıyla paralellik göstermiyor. Finans dünyasının kadın için mükemmel bir seçenek olduğu anlamına da gelmiyor. Araştırmaya katılanların yüzde 70’i finans dünyasının özellikle Türkiye’de çalışmak için zor bir sektör olduğunu, yüzde 69’u ise kariyer yolculuklarında kadın kimliklerinden ötürü dezavantajlı duruma düştüklerini belirtiyor. Buna rağmen, katılımcıların yüzde 60’ı eğer kariyerlerinin başında olsalar yine finans dünyasında çalışmayı tercih edeceklerini ifade ediyor.
“Erkek egemen teknoloji sektöründe yüzde 45 kadın çalışan oranına sahibiz”
Türkiye’de teknoloji sektörünün kadınlar açısından çalışılması zor bir alan olduğunu belirten MARS Kurucu Ortağı Burcu Bekdaş, hemcinslerinin kariyer yolculuklarında kadın kimliklerinden ötürü dezavantajlı duruma düştüklerine dikkat çekiyor. Bu durumun fintekler için de geçerli olduğunu belirten Bekdaş, “Kadınların iş gücüne katılım oranı yüzde 36’ya çıkmış durumda. Bu son 20 yılda yüzde 70 oranında bir artışa tekabül ediyor. Bunu, olumlu bir gelişme olarak yorumlamak mümkünse de burada dikkat çekmek istediğim başka bir konu var. İş gücüne katılım oranının artmasını sağlayan verilerin çoğu düşük ücretli, sosyal güvence ve yasal korumanın olmadığı işler. Türkiye’de Kadın Yönetim Kurulu Üye oranı yüzde 14. Birleşmiş Milletler Kadın Birimi (UN Women) kadınların hangi alanlarda öncelikli olarak desteklenmesi gerektiği alanların başında girişimcilik, iş kurma, takım liderliği gibi alanlarda desteklenmeli.
MARS, kurulduğu günden itibaren cinsiyet eşitliğini dert edinen bir marka oldu. Kadın ekip arkadaşlarımızın karar alma mekanizmalarından operasyonel süreçlere tüm alanlarda fikirleri ve katma değerleri her zaman eşit. Genç kadınların şirket içindeki varlığını önemsiyoruz; staj, eğitim ve mentorluk fırsatları sağlayarak iş hayatına sağlam adımlarla başlamalarına destek oluyoruz.