KPMG’nin, 580’den fazla şirketin katılımı ile gerçekleştirdiği “Uzaktan Çalışmada Güncel Trendler” araştırmasının bu yılki sonuçları açıklandı.
İşverenlerin esnek çalışmayı nasıl ve ne ölçüde ele aldıklarını gösteren araştırmaya göre uluslararası uzaktan çalışma programları için yönetime ve süreçlerin uygulanmasına odaklanmak, çoğu şirketin 2023 yılındaki en önemli önceliği oldu.
Ayrıca iki yıl önceki sonuçlarla karşılaştırıldığında son araştırmaya göre uzaktan çalışma için bir politika veya standart getiren şirketlerin sayısı yüzde 10’dan fazla arttı. Bugün, katılımcıların neredeyse yarısı bir politika veya standart uygularken yaklaşık dörtte biri de bunu yapmayı planlıyor.
Geçtiğimiz üç yıl içinde uzaktan çalışma, iş dünyasının ayrılmaz bir parçası haline geldi. Her yerden çalışabilme olanağı, coğrafi sınırlamaları ortadan kaldırarak ve geleneksel ofis ortamlarını yeniden şekillendirerek çalışma şeklimizi dönüştürdü.
KPMG de uzaktan çalışmanın devam eden dinamik gelişimi ışığında, şirketlerin bu konuda hangi aşamada olduklarını ortaya koyan “Uzaktan Çalışmada Güncel Trendler” başlıklı araştırma gerçekleştiriyor.
Bu yılki araştırma kapsamında yapılan ankette 52 ülkeden 580’den fazla katılımcıya uzaktan çalışma hakkında düşünceleri ve yaklaşımları soruldu. Katılımcılar arasında yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve küresel çapta mobilite, insan kaynakları, vergi ve iş hukuku alanlarından profesyoneller yer aldı.
Rapor hakkında değerlendirmede bulunan KPMG Türkiye Teknoloji Dönüşümü, İnsan ve Değişim Yönetimi Hizmetleri Lideri ve Şirket Ortağı Feride Kılıç, “Üç yıl önce başlayan uzaktan çalışma yolculuğunda şirketler, COVID-19 salgını sırasında çalışanlarını desteklemek ve iş sürekliliğini korumak için hızla tepki vermek zorunda kaldı. Kısıtlamalar hafifledikçe, çalışanlar konumdan bağımsız çalışmanın değerini anlamaya başladı ve bu da işyeri esnekliği için artan bir talebe yol açtı.
Bugün, şirketler yeteneklerine ve iş ihtiyaçlarına en uygun yaklaşımları keşfetmeye devam ederken birçoğu daha esnek çalışma modellerini benimsedi ve bu esnekliğin faydalarından yararlanmaya başladı. Nitekim yaptığımız araştırma da giderek daha fazla şirketin esnekliği benimsediğini gösteriyor. Bunda ise çalışanların uzaktan çalışma talebi ana itici güç olmaya devam ediyor.” dedi.
Uzaktan çalışma politikaları yaygınlaşmaya devam ediyor
İki yıl önceki sonuçlarla karşılaştırıldığında son araştırmaya göre uzaktan çalışma için bir politika veya standart getiren şirketlerin sayısı yüzde 10’dan fazla arttı. Bugün, katılımcıların neredeyse yarısı (yüzde 48) bir politika veya standart uygularken yaklaşık dörtte biri (yüzde 27) bunu yapmayı planlıyor.
Katılımcıların bir kısmı (yüzde 11) uzaktan çalışmaya izin veriyor ancak bir politika ya da standart uygulamıyor. Katılımcıların sadece yüzde 7’si uzaktan çalışmayı uygulamaya koymayı planlamadıklarını belirtti. Veriler, son üç yılda ankete katılan şirketlerin neredeyse yüzde 90’ının iş yerlerinde esnekliği benimsediklerini de ortaya koydu.
Uzaktan çalışmada yetenek odaklı faktörlerin önemi arttı
Uzaktan çalışma düzenlemelerinin hayata geçirilmesinde birincil itici güç, çalışanların işyerlerinden esneklik talebi olmaya devam etti (yüzde 73).
COVID-19 ile ilgili nedenler daha az etkili hale gelirken işveren çekiciliğini artırmak (yüzde 53), yetenek eksikliklerini gidermek (yüzde 38) ve yeteneklere daha iyi erişim sağlamak (yüzde 27) gibi faktörlerin önemi arttı.
Katılımcıların sadece birkaçı uzaktan çalışmayı benimseme nedenleri olarak maliyet tasarrufunu (yüzde 14) veya karbon emisyonlarının azaltılmasını (yüzde 3) gösterdi. Sonuçlar, uzaktan çalışmanın öncelikli olarak yetenekleri çekme ve elde tutma ihtiyacından kaynaklandığını gösterdi.
Uluslararası uzaktan çalışmada geçici düzenlemeler yaygın
Ankette uluslararası uzaktan çalışma programlarının yönetiminde sorumluluğun hangi birimlerde olduğuna dair sorular da yöneltildi.
Buna göre katılımcıların yüzde 33’ü uluslararası uzaktan çalışma düzenlemelerinden insan kaynakları departmanının sorumlu olduğunu söylerken bunu yüzde 27 ile küresel mobilite, yüzde 21 ile vergi ve yüzde 6 ile finans departmanları takip etti.
Ayrıca katılımcıların çoğu şirketlerinin ülke sınırları içinde uzaktan çalışmaya izin verdiğini belirtirken (yüzde 73) sınır ötesi uzaktan çalışma söz konusu olduğunda, katılımcıların yarısından fazlası (yüzde 52) yılda 90 güne kadar geçici düzenlemeler uyguluyor.
Bu da bu kısa vadeli düzenlemelerin sınır dışı uzaktan çalışmalarda en yaygın yöntem olmaya devam ettiğini gösteriyor. Katılımcıların yaklaşık yüzde 20’si yurt dışında işe alım yapmayı veya sanal görevlendirmeleri kolaylaştırmayı düşünüyor. Daha uzun vadeli ve 90 günden uzun süreli uluslararası uzaktan çalışma düzenlemeleri ise en az yaygın olan yöntem olmaya devam ediyor.
Mevzuatlara uyumla ilgili zorluklar birincil endişe kaynağı
Son araştırmaya göre, şirketlerin çoğu (yüzde 82) uzaktan çalışmayı hayata geçirirken karşılaştıkları en büyük zorluğu vergi ve yasal mevzuatlara uyumluluk olarak gösteriyor.
Benzer şekilde, şirketlerin yüzde 65’i kalıcı bir düzen oluşturmayla ilgili riskleri yönetmekten bahsederken yüzde 26’sı göçmenlik kısıtlamalarını ana engel olarak belirtiyor. Uyumla ilgili zorlukların yanı sıra katılımcılar uzaktan çalışma programlarının uygulanması ve yönetilmesiyle ilgili zorlukları da aktardı.
Bunlar arasında sağlam süreçlerin ve yönetimin oluşturulması (yüzde 43), yurt dışında geçirilen günlerin izlenmesi (yüzde 30), kural ve politikaların açık bir şekilde iletilmesi yer alıyor.
Şirketler, uluslararası uzaktan çalışma programlarına odaklanıyor
Katılımcılara önümüzdeki aylarda en önemli önceliklerinin ne olacağı sorulduğunda, çoğunluk (yüzde 44) uluslararası uzaktan çalışma için yönetime ve süreçlerin uygulanmasına odaklanmak istediklerini ifade etti. Buna ek olarak katılımcıların üçte biri (yüzde 33) yasal çerçeveye oturtulmuş politikaları uygulamaya koymayı planlıyor.
Katılımcıların yüzde 60’ından fazlası mevcut programlarını güncellemeye ve genişletmeye öncelik veriyor. Bu, farklı uzaktan çalışma yöntemlerine odaklanmayı (yüzde 31) veya mevcut politikaları gözden geçirmeyi ve güncellemeyi (yüzde 31) içeriyor. Katılımcıların yaklaşık yüzde 20’si ise süreçlerini otomatikleştirmeyi veya teknoloji tabanlı bir çözüm uygulamayı istiyor.
Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.